İçerik tablosu:
Uzman Klinik Psikolog Buse Duran yaptığı açıklamalarda pandemi sonrasında anksiyete şikayetlerinin arttığına dikkat çekti
Uzman Klinik Psikolog Buse Duran Haberton’a yaptığı özel açıklamalarda pandemi sürecinde yaşanan psikolojik sorunlara eğilerek önerilerde bulundu.
Uzman Klinik Psikolog Buse Duran İstanbul’da 5N1K PsikoAkademi’de ergen ve yetişkin danışanlara psikolojik danışmanlık yapıyor. Bunun yanında çeşitli kitap, bilimsel yayın ve araştırmalar yapan Duran psikoloji öğrencileri ve uzmanlar için Psikoterapide Sokratik Sorgulama kitabını hazırladı. Uzman Klinik Psikolog Mahmut Yılmaz ile birlikte Ayrıca Travmaya Klinik Bir Bakış kitabında bölüm yazarlığı yapan Duran yeni kitaplar için çalışmalarına devam ediyor.
“Duygular yoğun bir şekilde yaşanır”
Psikolojinin hayatın her alanını kapsayan bir kavram olduğuna dikkat çeken Duran “Ruh sağlığı fizyolojik sağlık kadar önemlidir. Fiziksel olarak bir ağrı veya acı hissettiğimizde tıbbi destek ararız ve kendimizi iyi hissetmek adına çözümlere başvururuz. Aynı şekilde ruhsal sağlığımızda da bir sorun olduğunda duygu durumumuzda ve hayatımızdaki birçok alanda değişiklikler gözlemlenir. Bazı durumlarda günlük işlevselliğimiz bozulur ve hayatın normal akısına adapte olmakta zorluklar çekeriz. Olay ve durumları daha önceki değerlendirmelerimizden farklı olarak çarpıtılmış düşünce ve duygularımızla tanımlarız. Duygular yoğun bir şekilde yaşanır ve düşüncelerimiz daha farklı bir şekilde şekillenir.” diyerek psikolojinin hayatın geneline etkisine dikkat çekiyor.
Pandemi sonrası anksiyete bozukluğu şikayetleri arttı
Pandemiden sonra danışan profilinde farklılık olduğuna dikkat çeken Duran kişilerin daha çok yaygın anksiyete bozukluğu ve obsesif kompulsif bozukluk şikayetleriyle başvurduğu yapıldığını ifade etti. Duran Pandemi sürecinde kişilerin kendilerinin ve kendileri için önemli olan diğer kişilerin sağlıklarıyla ilgili yoğun bir kaygı duyduğunu belirterek “Kaygı seviyesi düşük olduğunda bizler için yararlıdır. Tehlikelerden korunmamızı sağlamaktadır ancak bu kaygının seviyesi yüksek ise kişi için zorlayıcı olmaktadır. Bu kaygı sonucunda da kişiler kendilerini daha çok koruma eğiliminde olabilmektedirler.
Ayrıca kişilerin tam olarak bilmediği bir virüsle yaşamsal tehdide maruz kalmaları da belirsizlik duygusunu ortaya çıkarmaktadır ve kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkilemektedir. İnsanların büyük bir kısmı yaşadığı döneme böyle bir salgının denk gelmesinden dolayı şansız olduğunu düşünmekte ancak geleceğe bakıldığında kendimizi şanslı hissetmek, daha iyimser bir pencereden bakabilmek için halen birçok sebebimizin olduğunu hatırlamakta fayda olduğunu düşünmekteyim.” dedi.
Hangi durumlarda uzmana danışılmalı?
Herkes hayatında çeşitli problemler yaşadığına ve bu problemlerle kendi geliştirdiği yöntemlerle baş ettiğine değinen Duran kişinin uzmana danışması gereken durumları şöyle aktardı:
“Ancak bazen sorunu çözmek yerine sorundan kaçmak daha kolay gelmektedir. Sorunlardan kaçmak için birçok şeye başvurulur bazıları temizlik yaparak, bazıları spor yaparak, bazıları kitap okuyarak vs. sorunlarından kaçar. Sorunu çözmek yerine sorundan kaçmak yalnızca anlık bir rahatlık sağlamaktadır. Eğer kişi yaşadığı problemlerle baş etmekte güçlük çekiyor ve bu durum kişilerarası ilişkilerini, günlük işlevselliğini etkiliyorsa bir uzmandan yardım alması yararlı olacaktır.”
Pandemi ile evde geçirilen sürenin artması ile doğabilecek psikolojik sorunlar için Duran şu önerilerde bulundu:
“Bireyler alışmış oldukları sosyal çevreden, alışkanlıklarından ve sorumluluklarından izole olduğunda birtakım sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu sorunlara örnek verecek olursak depresyon, kaygı, korku ve bunların beraberinde getireceği psikolojik rahatsızlıklar meydana gelebilmektedir. Bu sorunları en aza indirgemek ve ortadan kaldırmak amacıyla, evde kalınan süre içerisinde kendilerini iyi hissedebilecekleri aktiviteler bulmaları sağlanarak bir şekilde tek başına kalmayı çekilebilir hale getirmek amaçlanabilir.”
Kişilerin mental sağlığının korunması için günlük rutinlerde önerilerde bulunan Duran “Bireyin mental olarak iyi hissedebileceği aktiviteler önerilebilir. Bu aktivitelere örnek verecek olursak; bireylere yoga, nefes egzersizleri vb. aktivitelere başlaması önerilebilir. Sabah uyandıklarında direkt telefona bakmak yerine 5 dakikalık kısa meditasyonlar önerilebilir. Ek olarak bireylere, evde bitki ya da hayvan beslemenin ruhsal sağlık açısından olumlu yönde bir etkisinin olduğu vurgulanabilir. Ayrıca yürüyüş yapmak da bilişsel sağlığın korunması için çok faydalı olan bir etkinliktir. Kişilerin günde en az 1 saat yürüyüş yapmaları çok faydalı olacaktır.” dedi.
Pandemide uyarılar bazı insanlarda kaygıyı tetikledi
Salgın sonrası yaşanan ölüm korkusu, hastalanma gibi endişeleri yoğun yaşayan insanları görüyoruz. Bu durumdaki inşalar ile ilgili önerilerde bulunan Duran Albert Camus’un Veba eserine atıf yaparak şunları kaydetti:
“ Fransız yazar Albert Camus Veba (1947) adlı eseri veba salgınının sessiz, ıssızlığa büründürdüğü Cezayir’in önemli liman kenti Oran’da geçmektedir. İnsanlar kaygı ve çaresizlik içinde salgının çok uzun sürmeyeceğini umut ederler. Salgına karşı önlemler giderek sıklaştırılır. Doktor Rieux, Belediye Memuru Grand ve Anlatıcı Tarrou, dayanışma örneği gösterirler, ancak buna rağmen vebadan ölümler artmaya devam etmektedir. Şehirde yaklaşık 10 ay süren salgın, umulmadık bir biçimde sona erer. Bu eser gündelik hayatın sıradanlığının, rutinin gücünden ve olağanüstü koşullarda bu sıradan ve rutin pratiklerin gücünden bahseder. Gündelik hayat pratikleri psikoterapi uygulamalarının sağlamasının yapıldığı alandır. Özellikle ev ödevleri vs bunun için kurgulanmıştır.
Pandemide birçok insana günlük önlemlere riayet etmeleri konusunda uyarılar sonuçsuz kalırken bazıları da daha kaygılı hale geldi. Bu durum birçok psikolojik rahatsızlığı tetikleyecek niteliktedir. Özellikle kaygı bozuklukları, OKB başta olmak üzere birçok rahatsızlığa çarpan etkisi yaptığını söylemek gözlemlerimize dayalı olarak söylenebilir. Kişi sorunlarıyla başa çıkamaz hale geldiyse eskiden keyif aldığı aktiviteleri gerçekleştirmiyorsa ve yoğun bir şekilde kaygı ve endişe duyuyorsa ruh sağlığı uzmanlarına başvurmak kişinin hayatında olumlu sonuçlar yaratacaktır.”
OKB NEDİR?
Obsesif kompulsif bozukluk bireylerin sürekli tekrar eden düşüncelere sahip olması ve bu düşüncelerden uzaklaşmak amacıyla kompulsiyon adı verilen sürekli tekrar eden davranışlarda bulunmasıdır.
Sosyalleşme sorunu yaşayan bireyler eleştirilmemeli
Sosyalleşme sorunu yaşayan kişilerde aslında önemli olan kişinin sosyalleşmesini engelleyen durum üzerinde çalışılması gerektiğine dikkat çeken Duran “Birçok insan sosyalleşme konusunda problem yaşayabilir ama hepsinin nedeni farklı olabilir. Kişi diğer insanların yanında küçük düşmekten korkuyor olabilir, yüzünün kızarmasından korkuyor olabilir, onlarla sohbet ederken yeterince dikkat çekecek konulardan bahsedememekten korkuyor olabilir vs. Sosyalleşme sorunu yaşayan bireylere, sorunlarını eleştirmek yerine anlaşılabilir olduğunu ve bu durumun destek alınarak düzeltilebileceği anlatılmalıdır. Ek olarak bu bireylere gösterilecek olan empatik yaklaşım, yani çevresindeki insanlar tarafından anlaşılıyor olduğunu hissetmek onları rahatlatabilir ve böylelikle yaşadıkları sorunlar en aza indirgenebilir. “ dedi.
Bireylerin genel olarak varolan semptomları kabul etmede zorluk ve güçlük yaşadığına değinen Duran bu kişilerin belli başlı kaçınma davranışları gösterdiğini belirterek “Tatile çıkma, alkole başvurma, tek başına kalmamak adına sürekli bir plan içinde olma ya da tam tersi bir şekilde kendilerini sosyal ortamdan izole edebilmektedirler. Yani ilk hamlede bir ruh sağlığı uzmanından destek almak yerine sorunu kendi başlarına çözme veya yok sayma davranışları göstermekteler. Psikolojik sorun yaşayan bireylere öncelikle, yaşadıkları bu sorunların normal olduğu ve bunun bir ayıp olmadığını anlatmak ilk hedefimiz olmalıdır. Ek olarak psikoterapinin onlara iyi geleceğini, anlaşılabilmenin, dinleniyor olmanın ve kişilerarası ilişkilerinde daha stabil ilişki kurmanın sağlanması açısından oldukça önemli olduğu açıklanmalıdır.” dedi.
Kişinin yakınları destek olmalı
Ağır depresyon yaşayan kişilerde kişinin çevresine de sorumluluk düştüğüne işaret eden Duran “Bu kişilerin öncelikle bir psikiyatriste gitmeleri en önemlisidir. Hem ağır depresyon şeklinde dile getirdiğimiz majör depresif bozukluk tanısını almaları için hem de gerekli ilaç tedavisine başlamak için. Bununla birlikte bir psikiyatrist ya da bir klinik psikolog ile terapi sürecine başlamalarının yararlı olacağını düşünüyorum. Kişinin yakınları da bu süreçte kişiyi desteklemeli, yargılamadan yanında olduklarını hissettirmeli, kişiyi yalnız bırakmaktan kaçınmalı ve bu sürecin geçeceğine dair kişiyi umutlandırmalıdır.” dedi.
Uzman Klinik Psikolog Buse Duran yaptığı değerlendirmelerde psikolojik sorunların diğer sağlık sorunları gibi görülmesi gerektiğine işaret ederek uzman görüşünün önemine dikkat çekti.