milyon doları geçmediği düşünülürse, Özal'ın işinin ne kadar güç olduğu
daha iyi anlaşılır. Türkiye dış borç taksitlerini ödeyememekte, hiçbir
döviz transferi yapamamakta ve dış kredi de bulamamaktadır. Devlet tam
anlamıyla iflasın eşiğine gelmiştir.
Özal, ekonomik istikrar tedbirleri paketini hazırlarken ve uluslararası
kuruluşlarla temaslarını sürdürürken, birlikte çalışacağı kadroyu da
oluşturmaya başlar. İlk günlerde yanında sadece Kaya Erdem'le Tevfik
Altınok vardır. Kaya Erdem Hazine Genel Sekreteri, Tevfik Altınok
Hazine Genel Müdürü'dür.
Hasan Celal Güzel, Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığına getirilir. Ege
Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Ekrem Pakdemirli'ye DPT Teşvik
Uygulama Dairesi Başkanlığı verilir. Hüsnü Doğan Sapanca'dan, Vehbi
Dinçerler Gaziantep'ten Yıldırım Aktürk İstanbul'dan Ankara'ya
çağrılırlar.
Özal, 8 Ocak 1980 Salı günü, Genelkurmay Başkanlığı'nda komutanlara bir
brifing verir. Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve kuvvet komutanlarının
katıldıkları brifingde Özal, Türkiye'deki ekonomik gelişmelerin bir
özetini yapar. Ekonominin içinde bulunduğu durumu ve alınması düşünülen
tedbirleri anlatır. Peşpeşe yöneltilen sorulan büyük bir vukufla
cevaplandırır. Komutanlar Özal'ı ilgiyle dinlerler. Hasan Celal Güzel'e
göre, "Komutanlar çok memnun kalmışlar, Özal'ı hayranlıkla
dinlemişlerdir. "
Tarihsel Bir Operasyon
Türk ekonomisinde yeni bir dönemi başlatacak an, nihayet gelip çatar.
O gün, herkes heyecanlıdır.
Açıklanacak istikrar tedbirlerinin başta siyasiler olmak üzere,
işadamları ve kamuoyu tarafından tepkiyle karşılanacağı, şok etkisi
yaratacak bu kararların uygulanmasında ciddi engellerle ve güçlüklerle
karşılaşılacağı bilinmektedir.
Ama Türkiye'yi iflastan kurtarmanın, ekonomiyi içine girdiği
darboğazdan çıkarmanın başka da yolu yoktur.
|
|
Bakanlar Kurulu, 24 Ocak 1980 Perşembe günü toplanır. İlk konuşmayı
Başbakan Demirel yapar :
"Arkadaşlar, bugün Türk ekonomisini kurtarmak için çok önemli
kararlar alacağız. Bu revolüsyoner kararları, içinde bulunduğumuz
durum sebebiyle almak zorundayız, Bu kararlar alındığı zaman, siyasi
misyon olarak büyük zararlar görme ihtimalimiz vardır. Ancak,
almadığımız taktirde memleket büyük zarar görecektir. Bu durumu
sizler de bizim gibi içinde yaşıyorsunuz, nelerle boğuştuğumuzu çok
iyi biliyorsunuz. Ekonomiyi çok kısa sürede istikrara
kavuşturamadığımız taktirde misyonumuz bitecektir. Durum fevkalade
kritiktir. Ve darlıkları, yoklukları, kuyrukları kaldıramazsak,
Merkez Bankası'nı çalışır duruma getiremezsek bizim siyasi
misyonumuz iflas eder. Bu tehlikeleri bertaraf etmek için bugün
huzurunuza getirdiğimiz kararları burada almak zorundayız.
Bu kararlar açık söyleyeyim acıtıcı kararlardır. Bu ışı çok
düşündük. Memlekete hizmetin politikadan daha önemli olduğu
kanaatine vardık. Netice itibariyle bunlardan korkmamak gerekir.
Bunları biz meydanlarda millete anlatırız. Turgut Bey, birazdan
bütün bu kararları tek tek anlatacak. Arkadaşlar görüşlerini
bildirebilirler. Her konuda ortaklaşa karar vereceğiz. Bunları
Allah'ın izniyle bugün burada bitireceğiz.Şimdi Turgut Bey de durumu
size kısaca anlatacak. "
Söz sırası Özal'dadır... Türk ekonomisinin durumunu ayrıntılı şekilde
sergileyen Özal, bu kararlar alınmadığı taktirde ekonominin batacağını
vurgular ve şunları söyler:
"Bu tedbirler alınmadığı taktirde ekonomik durumun süratle
bugünkünden kötüye gideceği muhakkaktır. Nitekim son iki yılda
alınan yarım tedbirler bile bu gidişi durduramamıştır. Enflasyon
artışı 1979'un son aylarındaki temposu ile devam etse bile 1980
yılında muhakkak yüzde 120'yi aşacaktır. Enflasyon artışı ücretle
çalışan büyük grubu dayanılmaz sıkıntılara sokacaktır. Karaborsa,
kaçakçılık genişleyecek, haksız kazanç sağlayanlar artacaktır. Gelir
dağılımı fevkalade bozulacak, aşırı kazanç sağlayarak lüks
yaşayanlar yanında fakirlik yaygınlaşacaktır. Yatırımlar iyice
azalacak, işsizlik dayanılmaz boyutlara varacaktır. Son yıllara
gelinceye kadar memur, subay, işçi, esnaftan meydana gelip büyüyen
orta gelir grubu ortadan kalkacaktır. Bu suretle hızla gelişen
ekonomik
|